KUTADGU BİLİG VE ESKİ TÜRK YAZITLARI ÜZERİNDEN TÜRKÇEDE MEKÂN VE BELİRTME EKLERİNİN İLİŞKİSİ: ÇUVAŞÇA ÖRNEĞİ

Author:

Year-Number: 2018-31
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : YENİ TÜRK DİLİ
Number of pages: 134-145
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Wilhelm Schott’un 1841 yılındaki keşfiyle Çuvaşçanın Türkçenin bir lehçesi olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştır. Bu buluşla birlikte Türkoloji çalışmaları Çuvaşça üzerinden farklı bir ivme kazanmış ve Orta çağda Batı Türklüğünün diline dair önemli veriler, günümüzdeki yegâne vârisine de böylece kavuşmuştur. Daha sonraki çalışmalarda Türkçenin diğer dillerle ortaklaşmış olabileceği tipolojik bazı özellikler için ki bir kısmından haberdar bile değiliz, bir kısmına ise malum çekincelerden dolayı belirli bir mesafede durmayı yeğlediğimiz tartışma götürmez bir gerçektir. Bu çekincelerin önemli bir kısmını paylaşmakla beraber bazı noktalarda bu tipolojik özelliklere değinmeden herhangi bir mesafe kat etmek söz konusu olmayacak gibi görünmektedir. Buna rağmen söyleneceklerin tarihî Türk lehçeleri sınırları içerisinde kalarak da aydınlığa kavuşturulabileceğinin mümkün olduğunu ifade edebiliriz. İşte bu çalışmada Çuvaşçada izleyebildiğimiz bir özelliğin izlerini Kutadgu Bilig’de bulabileceğimiz inancındayız. Bu çalışmayla Çuvaşçadaki belirtme durumunun -A yönelme ekiyle ifade edilir olması konusuna eski Türk yazıtları ve Kutadgu Bilig’ten hareketle farklı bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır.

Keywords

Abstract

The discovery of Wilhelm Schott in 1841 revealed that Chuvash was a dialect of Turkish. With this invention, Turkology studies have gained a different momentum through Chuvash. And the important data about the language of Western Turkishness in the Middle Ages, thus obtained the unique heir of today's. In later studies, we are not aware of some of the typological features that Turkish may have in common with other languages, and we prefer to stay at a certain distance due to certain reservations. While sharing a significant portion of these reservations, it seems that at some points it will not be possible to make any distances without mentioning these typological features. Nevertheless, we can say that it is possible to be clarified by staying within the boundaries of historical Turkish dialects. In this study, we believe that we can find traces of a feature that we can see in Chuvash, in Kutadgu Bilig. So with this study, it will be tried to bring a different point of view by using the old Turkish inscriptions and Kutadgu Bilig.

Keywords