GERÇEKTEN KURGUYA MADUNİYET KAVRAMI: HALİDE EDİP ADIVAR ROMANLARI

Author:

Year-Number: 2019-38
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI,YENİ TÜRK EDEBİYATI
Number of pages: 291-302
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Madun, Antonio Gramsci'nin literatüre kazandırdığı ve Gayatri Chakravorty Spivak'ın “Can the Subaltern Speak?” yani “Madunlar Konuşabilir mi?” makalesiyle popülerleşen ve Latince “subalternus” (sub: alt, alternus: öteki) sözcüğünden türemiş¸, günümüzde, alt-üst ikiliği bağlamında ekonomik, politik, kültürel, her türlü toplumsal yapının alt kısmında yer alanlar için kullanılan bir kavramdır. Madun kavramı birinci anlamıyla nesnel bir konumu işaret eder: cinsel, biyolojik yapı ile dinsel ve sınıfsal durumu açımlar. Madun, ikincil anlamıyla ezilmiş¸, ötekileştirilmiş bir zamanlar türlü haksızlığa uğramış olmanın diri tutulmasıyla oluşturulmuş bir kimliktir ve madun konumunu terk etmiş egemen konumuna yerleşmiş ama madun kimliğini terk etmemiş olanlar, bu kimliği çoğunlukla çıkarları için kullanırlar. Bir zaman haksızlığa uğramış ötekileşmiş olan (konumu itibariyle egemen olan) eski madun, geçmişini, geniş zaman içinde yapıyor olduğu kötülüklere gerekçe gösterir. Mutlak olan madun kimliği, vicdan bağlamında “öteki” olana karşı devreye girmez. Çünkü “öteki” olan madun, kimliğinin sahibi tarafından nesneleştirilmiştir. Madunun öfkesi, yıkıcılığı dönüştürücü değil, intikam odaklıdır. Bu ise köle-efendi ilişkisi bağlamında aynı hâkimiyet ilişkisini yeniden üretmekle sonuçlanır. Halide Edip Adıvar eserleriyle Türkiye panoraması çizer. Kurgusal karakterleri toplumun madunlaştırdığı bir sistem içinde var olan bireylerde oluşur. Bildiride sanatkârın yirmi bir (21) romanındaki kurgusal zeminden gerçeği örneklendiren karakterleri madun kavramı çerçevesinden açıklanacaktır. Sanatın ve yazın estetiğinin birleşiminde Türk romanının gerçek ile kurgu kesişiminde Halide Edip Adıvar’ın sembolleşen kişileri madun/öteki/yabancı kavramlarıyla anlamlandırılacaktır.

Keywords

Abstract

Madun, Antonio Gramsci's literature and Gayatri Chakravorty Spivak's “can the Subaltern Speak"?” so, “can the Subaltern Speak? the term “subalternus” derives from the Latin word "subalternus" (sub: sub, alternus: the other) and is used today in the context of lower-upper duality in the context of economic, political, cultural, all kinds of social structure. The concept of Subaltern literally refers to an objective position: sexual, biological structure and religious and class status. Subaltern is an identity that was created by the fact that the oppressed, otherified once was kept alive, and those who had abandoned Subaltern 's position as a sovereign, but had not abandoned Subaltern 's identity, often use it for their own benefit. Downtrodden other a time (which is dominated by location (old) the subaltern of the past, the present justification of the evil that is in doing shows. The absolute subalyternidentity does not enter into action against the “other” in the context of conscience. Because the “other” subaltern was objectified by the owner of his identity. Subaltern’s anger is not transformative, but vengeance. This results in reproducing the same dominion relationship in the context of the slave-master relationship. He draws the panorama of Turkey with his works of Halide Edip Adıvar. The fictional characters are made up of individuals who exist in a system that is magnified by society. In the paper, the characters exemplifying the truth from the fictional ground in the twenty-one (21) novel of the artist will be explained within the framework of the concept of subaltern. In the combination of art and summer aesthetics, the people who become the symbol of Adıvar at the intersection of the Turkish novel with the real and the fiction will be understood with subaltern/other/foreign concepts.

Keywords