Dünya üzerindeki edebiyat kuramı ile ilgili araştırmalar ya ülkenin şair ve yazarlarının yönelimini tespit edip açığa çıkarma ya da bir eğilimi tespit edip bu alana doğru yönelme biçiminde ortaya çıkar. Özellikle Tanzimat’tan sonraki Türk şiiri için şairlerin şiirlerini bahsettiğimiz ikinci strateji üzerinden deneysel bir biçimde ortaya koymaya çalıştıkları söylenebilir. Nitekim Garip Şiiri, Nazım Hikmet ve geleneksel şiirle anabileceğimiz Necip Fazıl’ın şiirleri de en azından biçimsel yönden Batı şiir ve edebiyat kuramlarından haberdardır. İkinci Yeni içindeki şairlerden İlhan Berk ve Ece Ayhan, şiir dili ve yapısı üzerinden yaratmaya çalıştıkları algı biçimi ile açık uçlu okumaya müsait metinler üretmişlerdir. Özellikle Ece Ayhan dilin yapısını bozarak dili bir “muhalefet etme aracı” olarak kullanmıştır. İlhan Berk de aynı tavrı şiirde anlam üzerinden gösterir. Bu bağlamda çalışmada Ece Ayhan’ın bir şiiri üzerinden biçimci ve tarihsel bir okuma denemesi yapılmıştır.
Literary theory studies are carried out in two ways in general. Either orientation of the literary people in a country is identified or a certain orientation is identified to guide literary activities. The latter is the case for Post-Tanzimat poetry as it seems that Turkish poets somehow follow an experimental route. As an example, Garip Poetry, Nazım Hikmet and Necip Fazıl, who could be counted as a reminiscent of conventional poetry, are aware of the Western poetry and literary theories formally at least. İlhan Berk and Ece Ayhan, as poets of the Second New, introduced works ready for open-ended reading thanks to the perception they offer with poetic language and structure. In particular, Ece Ayhan deconstructed the language and used it as an “instrument of making opposition”. Similarly, İlhan Berk had such an attitude by means of meaning in poetry. In this study, a poem of Ece Ayhan is analyzed from a perspective of formalism and historicism.