XV. yüzyıldan itibaren bölgesel bir güçten küresel bir güç haline geçmeye başlayan Osmanlı İmparatorluğu önemli ticaret yollarına hakim olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu’ya giden ticaret yolları üzerinde yegane kontrol makamı olması Avrupalı devletleri yeni yollar aramaya itmiş ve böylece Coğrafi Keşifler Dönemi başlamıştır. Bu keşifler neticesinde Akdeniz artık önemini yitirmeye başlasa da Doğu’ya giden yolların en kısa güzergahları bu denizden geçmektedir. Dolayısıyla başta İngiltere ve Fransa olmak üzere doğuda sömürge elde etmek isteyen veya buradaki sömürgelerine kısa yoldan ulaşmak isteyen Avrupalı devletler, Akdeniz’de kendilerine üsler elde etmeye çalışmışlardır. Sömürgecilik yarışında öncü rol oynayan İngiltere de Cebelitarık, Minorka, Malta, Kıbrıs, Mısır ve Aden gibi yerleri kendisine hedef olarak seçmiştir. Bu çalışmada, İspanya Veraset Savaşları’nı müteakip Avrupa’nın en üstün deniz gücü olarak ortaya çıkan İngiltere’nin I. Dünya Savaşı’na kadar Akdeniz ve Kızıldeniz’de sahip olduğu başlıca üsleri nasıl ele geçirdiği tarafsız bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır.
In the 15th century, Ottoman Empire, previously a regional power, turned into a global power and became an important and only control center of eastbound trade routes. This caused problems for European powers and thus contributed to the beginning of the Age of Discovery. Despite discovery of new routes, Mediterranean was still important since eastbound routes went through this sea. Therefore, European states, particularly Britain and France that had colonies in the East and wanted to reach there via the shortest way, tried to obtain bases on the Mediterranean and the Red Sea. This article explains how Great Britain that became the dominant sea power in Europe, following the War of the Spanish Succession, wanted to obtain the primary naval bases of on the Mediterranean and the Red Sea.