HANNAH AREDT'İN KÖTÜĞÜN SIRADANLIĞINA AKILCI VE DUYGUCU AHLAK ANLAYIŞLARI İLE GENEL BİR BAKIŞ

Author :  

Year-Number: 2017-14
Language : null
Konu : Hukuk Felsefesi, Felsefe
Number of pages: 73-82
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Hannah Arendt’in Kötülüğün Sıradanlığı çalışmasını bizim için incelemeye değer kılan şey insanın kendisine ait olmayan bir dünyayı kendisine ait olmayan bir dille çözümleme çabasındaki başarısıdır. Adolf Eichmann’ın ‘yüzyılın davası’ olarak nitelendirilen yargılanmasına Arendt’in Eichamnn’ın yargılanmasının hukuksal olmadığı ama felsefi olduğu yorumu Arendt’in bir Alman vatandaşı olmasının getirmiş olduğu önyargılar sebebiyle yoğun tepkilere neden olmuştur. Kötülük ve sıradanlık kelimelerinin birlikteliğinin vermiş olduğu rahatsızlık Arendt’in sıradanlıktan kastı anlaşıldıkça daha da rahatsız edici olmuştur. Çünkü Eichmann çoğunluğun içindeki sıradan, kendine ait olmayan düşünceler ve sözcüklerle kendisi olma çabasını gösteremeyen bize çok yakındır. Sıradan! Bir insan olmanın ötesine geçerek kendini bulma çabasının, birinin yokluğunun diğerini anlamsız kıldığı ‘akıl’ aracılığıyla mı yoksa ‘duygu’ aracılığıyla mı anlamlı olacağı ise çalışmamızın asıl konusudur. Kant bu sorunu ‘varoluşumuzu anlamlı kılan akıl’ ile Scheler ise ‘temelinde sevginin olduğu ve insana asıl insanlık vasfını kazandıran duygu’ ile çözümlemeye çalışmıştır.

Keywords

Abstract

What makes Hannah Arendt’s Commonness of Evil worth to investigate for us is that its success in a person’s attempt to resolve a world that he/she does not belong to with a language that is not her/his own. Arendt’s interpretation of Adolf Eichmann’s trial, which is considered as the century’s trial, as its being a philosophical but not a lawful trial, has caused intense reactions because of Hannah Arendt’s being a German citizen. The discomfort that the union of the words of evil and commonness has given has increased as what Arendt means with commonness become clear. Because Eichmann is very close to us, commons among the crowd, who, cannot show the attempt to be oneself with thoughts and words that one does not own. Common! The main subject of our study is whether the struggle to find oneself beyond being a human being is meaningful via “the reason”, in which the absence of one makes the other meaningless or “the emotion”. Kant tried to analyze this problem with “the reason, which makes our existence meaningful”, whereas Scheler with “the emotion, whose foundation is love and which causes a human being to gain one’s true humanity”.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics