Türk edebiyatında 21. yüzyıldan sonra tasavvufi konuların yoğun bir şekilde yer aldığı görülmektedir. Tasavvufi konularla birlikte tasavvufi söylem de edebî eserlere nüfuz eder. Divan edebiyatında yüzyıllarca etkisini sürdüren tasavvufi söylem, son dönem romanlarında da varlığını hissettirir. Böylece edebî eserleri incelerken tasavvufi söylemin şifrelerini çözmek önem kazanır. Nazan Bekiroğlu’nun Lâ isimli romanı hem şekil hem de içerik yönünden tasavvufi söylemin etkisi altındadır. İbn Arabi ve İmam-ı Rabbani’nin tasavvufi kavramlarının bu romana yön veren unsurlardan olduğu görülür. Tasavvufi kavramların analiziyle birlikte ilgili eserin incelenmesi mümkün hâle gelmektedir. Böylece Lâ romanının tasavvufi söylem alanındaki yerini tespit etmek daha da kolaylaşmaktadır.
It is seen that mysticism has taken place intensively after 21st century in Turkish literature. Mystic discourse with the mystic subjects penetrates literary works. The mystic discourse which has been influential in the divan literature for centuries, also makes its existence felt in the novels of the recent period. Thus, while examining literary works, it is important to solve the passwords of mystic discourse. Nazan Bekiroğlu's novel named Lâ is under the influence of mystic discourse in terms of both form and content. Ibn Arabi and Imam Rabbani's mystical concepts are the elements seen to direct this novel. With the analysis of mystic concepts, it is possible to examine the related work. Thus, it becomes easier to identify the place of the novel Lâ in the mystical discourse.