Siyaset bilimi çok eskilere dayanır. Gerçekten de Eski Yunanlıların, siyaset biliminin yaratıcıları oldukları söylenebilir: Eflatun‘un Devlet’i, Aristoteles‘in Politika ‘sı bunun örnekleridir. Daha sonra Romalıların da siyaset bilimiyle ilgilendikleri görüldü: Cicero‘ nun De República’sı (Devlet Üstüne) de bunun kanıtıdır. Ortaçağ’ın büyük bir bölümü boyunca siyaset bilimi ilk sırayı tanrıbilime bıraktı. Floransalı Machiavelli ise bu bilim dalını yeniden canlandırdı: Hükümdar (İl pirincipe, 1513). Fransa’da iktidar ve kurumlar üstüne değişik yüzyıllarda birçok yazar çeşitli düşünceler ve görüşler ortaya attılar: XVI. yy’da Jean Bodin (Les Six Livres de la République [Cumhuriyet’ in Altı Kitabı, 1576]); XVIII. yy’da Montesquieu (Kanunların Ruhu Üstüne [L’Esprit des lois, 1748]) ve jean-jacques Rousseau [Toplum Sözleşmesi [Du Contrat social, 1762]); XIX. yy’da Tocqueville (L ‘Anden Régime et la Révolution [Eski Rejim ve Devrim, 1856]); vb. Bu düşünürlerin yapıtları okumayla, kişisel anılarla, içe bakışla beslenen iç düşüncenin açıklanması olarak ortaya çıktılar. Bir başka deyişle, siyaset biliminin edebi özelliği ağır basıyordu. Buna karşılık, XIX. yy’da iktisadın, toplumbilimin, kamu hukukunun bilimsel düzlemde atılım yaptığı görüldü. Bu rekabet sonucunda da modern bir siyaset bilimi doğdu: Bu modernleşmenin anayurdu da, kuşkusuz, XIX. yy’ın sonunda A.B.D. oldu. Avrupa’daysa, André Siegfried, Tableau des forces politiques delà France de l’Ouest (Batı Fransa’nın Siyasal Güçler Tablosu, 1914) adlı yapıtıyla yeni siyaset büiminin kurucusu olarak görüldü ama söz konusu bilim dalı Avrupa’da ancak İkinci Dünya savaşından sonra gelişme zemini bulabildi. Özellikle Fransa’da École libre des sciences politiaues’in (Siyasal Bilimler Özgür Okulu)yerine institut d’études politiques de Paris’nin (Paris Siyasal İncelemeler Enstitüsü) kurulması da bunun bir kanıtı oldu. Ne var ki, yeni gelişmeler, yeni tartışma konularının da doğmasına yol açtı.
Political science is based on very old. Indeed, it can be said that the Ancient Greeks were the creators of political science: the State of Eflatun, the example of Aristotle's Policy. It was later seen that the Romans were interested in political science: Cicero's De República (on State) is proof of this. Throughout much of the Middle Ages, political science left the first order to God. The Florentian Machiavelli revived this science: the ruler (Il pirincipe, 1513). In France over the centuries, many writers have come up with various ideas and opinions on power and institutions: XVI. Jean Bodin in the 19th century (Les Six Livres de la République [Six Books of the Republic, 1576]); XVIII. Montesquieu (L'Esprit des lois, 1748) and jean-jacques Rousseau (Du Contrat social, 1762); XIX. Tocqueville (L 'Anden Régime et la Révolution [The Old Regime and Revolution, 1856]); etc. These thinkers came out as readings of the works, explanations of the inner mind, fed by personal memories, from the inside. In other words, the literary character of political science dominated. In contrast, In the 19th century, it was seen that economics, social science, public law made a breakthrough on the scientific level. As a result of this competition, a modern political consciousness was born: this modernization of the mainland, undoubtedly, It was at the end of the XIX. century. In Europe, André Siegfried was seen as the founder of the new politics of the Tableau des forces politiques delà France de l'Ouest (1914), but the science in question was only in Europe, but after the Second World War, I could find the floor. This was evidenced by the establishment of institut d'études politiques de Paris (Paris Institute of Political Studies) in France, in place of the École libre des sciences politieues (Political Science Free School). However, new developments have also led to the emergence of new debates.