Lübnanlı yazar Leylâ Ba‘lebekkî’nin kaleme aldığı ilk romanı Ene Ahyâ (Yaşıyorum), Arap kadın edebiyatının başarılı bir klasiğidir. Güçlü bir şekilde egzistansiyalizmden etkilenen Leylâ Ba‘lebekkî, kadınların ezilmişliğini konu etmeye ilk cesaret eden yazarlardan biri olduğu için Arap Françoise Sagan olarak tanımlanmıştır. Roman 1958’de yayınlandığında şiddetli tepkilere neden olmuştur. Genç bir kadının dünyaya karşı feryadını o zamana kadar duyulmamış bir şekilde ortaya koymuştur ve kadının sesi olarak görülen öncü bir eserdir. Ene Ahyâ 1950’li yılların sonlarında asi, genç Lübnanlı bir kadının hikâyesini anlatır. Beyrut’ta itibarlı bir tüccarın kızı olan Lînâ ailesinin geleneksel prangalarından kurtulmak ister. Genç kadın sürekli olarak yaygın kaideleri reddeder. Hayata karşı bireysellik ve özgürlük arayışındadır. Bu çalışmada yazarın hayatı ve fikirleri hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra da Ene Ahyâ romanında kadının bireysellik ve özgürlük arayışı yönünde analiz yapılmıştır.
Lebanese writer Layla Balabakki’s first novel Ane Ahya (I Live) was a masterpiece of Arabia women literature. Layla Balabakki who powerfully affected by existentialism is identified as an Arabia Françoise Sagan because of being the first women writer who venture to write women persecution. Novel caused violent reactions when it published in 1958. Novel is seen as a pioneer work, which is a voice of woman, because it unfolds a young woman’s clamour to the word that isn’t unheard before. Ene Ahya (I Live) narrates the story of a Lebanese rebellious young women in the late of 1950’s. Lina who is a daughter of an honourable merchant in Beirut wants to get rid of her family’s traditional rules. She always refuses common rules and she is in a search of freedom and individualism toward the life. In this study, the knowledge of writer’s life and ideology is given. Thereafter, women seeking of individualism and freedom in the novel Ene Ahya (I Live) is analysed.