Kadına yönelik, şiddet, taciz, tecavüz ve cinayete varan hak ihlalleri özelde Türkiye, genelde ise neredeyse bütün dünya ülkelerinde kökten çözülemeyen toplumsal bir yara halini almıştır. Yapılan araştırmalar ve İnsan Hakları Derneği verilerine göre Türkiye’de her 4 saatte 1 kadın, erkek şiddetine maruz kalmakta ya da tecavüze uğramaktadır. Özellikle son yıllarda kadına yönelik tecavüz olaylarının medyada yoğun bir biçimde yer alması toplumda bu konu üzerine bir farkındalık oluştuğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüze karşı pek çok mecrada sosyal kampanyaların başlatılması ve bu konu üzerine pek çok araştırmanın yapılması da konunun gündemde kalmasını sağlamış ve yeni yasal düzenlemelerin yapılmasının önünü açmıştır. Şüphesiz kadına yönelik şiddetin kamuoyunun gündeminde kalmasında kitle iletişim araçlarının rolü ve etkinliği de konunun önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Bu noktada sinemada içinde şekillendiği toplumun değer yargılarının anlaşılması, yeniden üretilmesi ya da biçimlendirilmesinde etkili kitle iletişim araçlarından birisidir. Bu bağlamda sinema filmleri, yarattığı kadın temsilleri ile şiddetin önlenmesi ve toplumsal farkındalığın oluşturulmasında etkililiği önemli bir çalışma alanıdır. Çünkü sinema filmleri toplumda var olan değer yargılarını yansıttığı gibi yeni değer yargılarının oluşmasında da etkilidir. Bu noktadan hareketle çekilen Çemberin Ucu (2016) adlı kısa kurmaca film bu toplumsal soruna ilişkin gerçekliğin sinematografik bir anlatımla temsil edilmesi üzerine kurulmuştur. Bu çalışmada bu filmin ana konusundan yola çıkarak filmde ortaya konulan kadın temsillerinin izleyiciler tarafından nasıl alımlandığının ortaya konulması amaçlanmaktadır.
Violence, harassment, rape and murder against women is an insoluble social wound in Turkey and also worldwide. As the numbers by Human Rights Association, every 4 hour a woman is raped or subjected to violence. Especially in recent years, the intense involvement of women in the media rape can be considered as an indicator of an awareness on this issue. The initiation of social campaigns in many media against violence against women, harassment and rape, and many other researches on this issue have kept the issue on the agenda and paved the way for new legal arrangements. Undoubtedly, the role and effectiveness of the mass media is an important aspect of the violence against women. At this point, it is one of the effective mass communication tools in understanding, reproducing or shaping the value judgments of the society in which it is formed. In this context, cinema films, women's representations and the effectiveness of violence prevention and social awareness are an important area of study. Because cinema films reflect the value judgments that exist in society, it is also effective in creating new value judgments. The short fiction film Çemberin Ucu (2016) which was taken from this point, was founded on the representation of the reality of this social problem with a cinematographic expression. In this study, it is aimed to determine how the female representations of the film are reception by the audience based on the main subject of this film.