Yazımda, büyük Rus şairi ZinaidaGippius'un şiirsel çalışmasını tarihsel ve kültürel bağlamda inceliyorum. “Kendisi için” ve “başkaları için” Z. Gippius… Onun bifürkasyonunun doğası nedir? Sadece ironi, kahkaha, kimi zaman duygu ve entrikalar onun güvenlik aracı ve sığınağı oldu. Tüm manevi dürtülerinin arkasında yatan, yaratıcı ve hatta her gün edindiği kazanımlar ve hayal kırıklıkları onun özgürlüğünü kazanma arzusunu desteklemiş ola bilir mi? Bence derin kişilik, insanların gözlerinden umursamazlık maskesi altında saklanıyor, ruhunun gizli girintilerini bu şekilde kurtarmaya çalışıyor. Melankoli, çaresizlik, insanlarla ayrışma bilinci ona, devrim sonrası Rusya’nın karmaşık ilişkileri tarafından ona dikte edilen zor konulardır. Egocentrism, inanç ihtiyacı, ibadet duygusu, Tanrı, ama aynı zamanda günahkarlar ZinaidaGippius'un dünya görüşünün kutuplarıdır.
In my paper I analyze the poetic work of the great Russian poetess Zinaida Gippius in a historical and cultural context. Z. Gippius “for herself” and “for others”… What’s the nature of her bifurcation? Could it be just by chance that irony, laughter, sometimes affectation and intrigues became her safety implement, her shelter. What stood behind all her spiritual impulses, creative and even just every day attainments and disappointments may be persevering desire to get her freedom? I think that deep personality was hiding from people's eyes under mask of extravagance, trying to save secret recesses of her soul that way. Melancholy, languor, consciousness of separation with people – are the themes, which were dictated her by difficult relations with after revolutionary Russian. Egocentrism, need of belief, pathos of prayer, feeling, God, but her sinners as well – these are the poles of Zinaida Gippius’s worldview.