Ruh, varoluştan itibaren düşünce tarihinde insanı hep meşgul etmiş bir gizemdir. Varoluş tarihi ile birlikte birçok düşünür, filozof ve dini bilgin ruh ve ruh bilimi ile ilgilenmiş, varoluşun ölüm ile noktalanacağı konusunda farklı görüş belirtmişlerdir. Ruh, din ve felsefede insan varlığının özü olan maddi olmayan tarafı ya da insanın özü olarak tanımlanır. Bu öz, teolojide kişinin ilahiliğe iştirak etme ve ilahiliğe ulaşma olarak tanımlanır. Ruh, Alevi inancında yaşamın ilkesi olarak amaçtır. Beden ise bir araçtır. Bu anlamda ruh, bedene hareket yeteneğini verir, Hakka ulaşmaya yönlendirir. Hakka ulaşmak için Alevilikte insanın dört kapı ve kırk makamından geçmesi gerekir. Bu kapılar, Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat’tır. Şeriat kapısı, zahiri ilimlerin öğretildiği kapıdır. Tarikat kapısı, ikrar kapısıdır, inanç yolu sürdürür. Marifet kapısı, kendini bilme kapısıdır, Egosunu aşıp kendini bilen evreni ve Tanrı’yı da bilir. Sonuç olarak doğa ve insana güç ve enerji veren o cevher, tanrısal gerçeklikle bir olup sonsuzlaşıp ölümsüzleşmektedir.
Ever since human beings have tried to unravel the concept of “spirit” Philosophers and religious scholars alike have been trying to grasp its meaning and explain its relevance for mankind’s existence. In Alevi belief the spirit is the purpose of life as a principle of faith. The body is a vehicle. The soul enables the body to move and it activates the human body. To be able to reach God, one needs to go through four doors. These are: sharia, sect, ingenuity and truth. Sharia is the door of learning, you learn interesting sciences. The second door is the confession door. The door of ingenuity is the door of self-knowledge, also knows how to go beyond the ego. The soul as an essence gives nature and human beings power and energy. With the unity of God as a divine reality, the soul is to become immortal.