Beş Şehir (1946), Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) tarafından kaleme alınan ve Türkiye’nin beş şehrini –Ankara, Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul – konu edinen beş denemeden oluşan bir eserdir. Eser, birçok bakımdan incelenmiş ve yabancı dillere çevrilmiştir. Bu çalışma, eseri bir tahkiye olarak değerlendirmeyi, eserin kurmaca özelliklerini ve unsurlarını belirlemeyi amaçlar. Bu amaçla eser üzerinde, frekans çalışmasından kısmen faydalanılarak bir içerik incelemesi yapıldı. İstatistik sonuçları değerlendirilirken eserin içeriği göz önünde bulunduruldu ve varılan hükümler metne dayandırıldı. Gerçekten ziyade kurmacaya dayalı bir anlatı olan Beş Şehir’de bir toplumun dinden ve gelenekten kaynaklanan ve artık geçmişte kalan zevklerine hüzünlü bir bakış vardır. Anlatıcı, beş şehrin hikâyesini duygusal bir yaklaşımla ve büyülü bir atmosfer oluşturarak anlatır. Bu hikâyeler üst katmanda birbirinden ayrı olduğu gibi onları birleştiren bir alt katman vardır. Eser, Tanpınar’ın bir millet kavramı oluşturma çabası olarak da okunabilir.
Ahmet Hamdi Tanpinar’s (1901-1962) Beş Şehir (Five Cities, 1946) is a well-known literary work in Turkish literature consisting of five essays on five cities of Turkey which are Ankara, Erzurum, Konya, Bursa, and Istanbul. The book has been examined in many ways and translated into foreign languages. This study, aims to evaluate the work as a narrative, and to determine the narrative characteristics and fictional elements of it. For this purpose, a content analysis was conducted on the work partially using frequency. To evaluate the statistical results effectively, final conclusions were based on the text considering the content of the work. In Five Cities, which is a fictional narrative than a factual one, there is a sad glimpse into the tastes of a society that originate from religion and tradition and are now a thing of the past. Creating a magical atmosphere, the narrator narrates the stories of the five cities adoptig an emotional approach. These stories are separate from each other in the external narrative layer, and there is an internal narrative layer that unites them. The work can be seen as Tanpinar’s endeavor to shape a concept of nation.