Haremeyn şehirlerine surre gönderme geleneği İslam medeniyetinde hayırseverliğin mihenk taşlarından biri olmuştur. Abbasi halifesi El- Mehdi (775-785) tarafından başlatılan bu gelenek Osmanlı devleti bünyesinde yaygın olarak kabul edilen bir görüşe göre Çelebi Mehmed (1413-1421) zamanında hayat bulmuş, Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır’a hakim olması ile ciddi bir önem kazanmış ve bu önemini devletin son zamanlarına kadar muhafaza etmiştir. Haremeyn-i Şerifeyn’e gönderilen bu yardımlar gerek manevî gerek siyasî önemi sebebi ile büyük bir incelikle kayıt altına alınmıştır ve bu yardımlara dair çeşitli bilgiler içeren defterlere ‘Surre Defteri’ ismi verilmiştir. Osmanlı arşivlerinde mühim bir yer teşkil eden Surre defterleri, bu alanda çalışacak araştırmacılar için sosyo-kültürel, siyasî ve ekonomik manada değerlendirmelerde bulunulmasına olanak sağlayacak olan son derece önemli kaynaklardır. Makalede bu doğrultuda; Fatma Sultan’ın Darülhadis Kütüphanesi ve vakfından 1730 yılında Mekke ve Medine’ye gönderilen 1048 ve 1052 numaralı surre defterleri incelenerek analiz edilecektir.
The tradition of sending surras to the Haremeyn cities, has been one of the cornerstones of philanthropy, in the Islamic civilization. The tradition was started by the Abbasid caliph, El-Mehdi (775-785), and flourished to the fullest by the age of Çelebi Mehmed (1413-1421), according to the widely accepted views within the levels of the Ottoman state. The importance of the aforementioned tradition was preserved due to the rule over Egypt, by Yavuz Sultan Selim Han, and continued up until the last stages of the empire. These aids sent to Haremeyn-i Şerifeyn were recorded with great delicacy, due to their spiritual and political importance, and the books containing various information about these aids were named as the “Surre Records.” The “Surre Records,” which constitute a major place in the Ottoman archives, are integral in the fact that they enable the evaluations to be made on socio-cultural, political and economic matters, by the researchers of respected fields. Accordingly, the article will examine the “Surre Records” numbered 1048 and 1052, sent from the Darülhadis and it’s Library Foundation of Fatma Sultan, to Mecca and Madina, in the year of 1730.