Çeviribilim, ‘çeviri’ odaklı düşünsel çabaların birer sonucu olan söylemlerin özellikle 60’lı yıllardan itibaren kuramsal bir zemine oturmaya başlaması ile bağımsız bir araştırma alanına dönüşen alanın adıdır. Bugün, bilimsel bir metodoloji arayışı ile çok çeşitli açılardan ‘çeviri’yi merkeze alan çalışmalar, ‘çeviribilim araştırmaları’ altında kümelenmekte ya da kategorize edilmektedir. Çevribilimi’i salt ‘uygulamalı bir alan’ olmaktan çıkarıp üzerine düşünce üretilebilen bir tartışma alanına dönüştüren ise, öncelikle ‘çeviri kuramı’ ile ilgili beklentilerdir. Çeviri’nin doğasını; başka bir anlatımla çeviri gerçekliğini modelleyerek yansıtması beklenen ‘çevirinin kuramı’nın, ilkin ‘çeviri olgusu’nun tanımını yapması, kendiliğinden anlaşılır bir durumdur. Bu tanım ise, bilimsel işleyiş açısından elbette yürüyen çeviri gerçekliği ile ilgili gözlemlerin ve betimlemelerin varlığını ön koşmakla birlikte soyutlaştırıcı bir tasarımı gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada, geniş kapsamlı bir ‘çeviri tasarımı’nın çeviri odaklı kuramsallaşma açısından olanakları ve sınırları tartışılacak, Almanca-Türkçe dil çiftinde yazınsal çeviri çalışmaları yürüten önemli çevirmenlerden özellikle Yüksel Pazarkaya ve Ahmet Cemal’in ‘çeviri’ üzerine söylemlerinden hareketle değerlendirmeler yapılacaktır. Bu bağlamda ‘çeviri’ odaklı uygulama alanından yola çıkılarak ‘çeviri’nin kuramsallığına dair çıkarımların yapılması hedeflenmiştir.
Translation Studies is the name of the field that has turned into an independent research field, with discourses, which are the result of ‘translation’-oriented intellectual efforts, starting to sit on a theoretical ground, especially since the 60's. Today, in search of a scientific methodology, studies focusing on ‘translation’ in various aspects are clustered or categorized under ‘translation studies’. On the other hand, what transforms translation studies from a mere ‘applied field’ into a field of discussion on which ideas can be produced is primarily the expectations about ‘translation theory’. It is spontaneously understandable that the ‘theory of translation’, which is expected to reflect the reality of translation by modeling the nature of translation, first defines the ‘phenomenon of translation’. This definition, on the other hand, requires an abstractive design, by presupposing the existence of observations and descriptions regarding the translation reality in terms of scientific functioning. In this study, the possibilities and limits of a comprehensive ‘translation concept’ in terms of translation-oriented theorization will be discussed, and evaluations will be made based on the discourses on ‘translation’ of important translators, especially Yüksel Pazarkaya and Ahmet Cemal, who carry out literary translation practice in the German-Turkish language pair. In this context, it is aimed to make inferences about the theoreticality of ‘translation’ based on the ‘translation’ oriented practice area.