Ulus devletlerde yeni bir konumda ele alınan ve ulus devletlerin temeline yerleşen yurttaşlık, kendisini önceleyen Antik Yunan polisleri, Roma dönemi, Orta Çağ kent devletleri ya da monarşik yapılanmalardaki yurttaşlık anlayışından oldukça farklıdır. Ulus devlette yurttaşı tarihsel olarak adı geçen dönemlerden ayıran temel özellik ise, yurttaşlığın yöneten yönetilen ekseninde, hem yasayı kendisinin ürettiği hem de kendisinin ürettiği bu yasaya tabi olduğu bir düzlemde yeniden ele alınmış olmasıdır. Yani yöneten ile yönetilen arasındaki ilişki, karşılıklı sorumluluk esasına dayalı olarak ikili bir konum oluşturur; siyasal iktidar ve toplum. Bu ilişki biçimi de tarihsel olarak bir imtiyaz sahibi olmak anlamına gelen yurttaşlık düşüncesini kökünden değiştirmiştir. Artık bir ulus devlete siyasi olarak bağlı olan herkes, eşitlik ilkesi gereğince iktidarın gerçek sahibi olarak halktır ve halk burada homojen bir birliktelik olarak ele alınır. Bu makalede toplumsal farklılıklar söz konusu olduğunda ulus devlet düşüncesinin eşit yurttaşlık ilkesine göre yaşadığı yapısal sorunlara değinilmiştir.
The matter of citizenship that is being addressed in a new dimension in nation states and that is embedded to the core of nation states is much different than the previous citizenship concepts that were seen in ancient towns of Greece, Rome, city-states of medieval era or in the monarchical structures. And the main difference separating a nation-state citizen from those in the past is the fact that citizenship has been re-addressed in the axis of ruler-ruled and in a plane where the citizen not only produces the law but is also subjected to this law. So the relation between the ruler and the ruled establishes a double-sided dimension based on the principle of mutual responsibility and the two sides of this dimension are the political power and the society. This form of relation has completely reshaped the idea of citizenship which historically means to have a privilege. Once a nation is politically bound to a nation-state, the principle of equality requires that the actual owner of power is the people and people here is defined as a homogenous unity. This article dwells on the structural issues faced by the nation-state idea with regards to the societal differences.