XIX.yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve temelleri Sigmund Freud tarafından atılan psikanalitik eleştiri kuramı, genellikle yaratmanın kaynağı olarak gördüğü sanatçıya odaklanır. Sanatın bir çeşit nevroz sanatçının da nevrotik bir hasta olduğu ön kabulüne dayanan bu yaklaşım, bastırmak zorunda kaldığı bilinçdışı isteklerden kaçarak hayal âlemine sığınan sanatçının bu duygularını çeşitli biçimsel yollarla kabul edilebilir ve değerli amaçlara dönüştürdüğünü ileri sürer. Bu sayede toplumun onaylayabileceği bir eyleme dökülen nevrotik eğilim hem sanatçının bilinçdışı süreçlerinden zevk almasına hem de okurun benzer bastırılmış dürtülerini kendi hayatında uygulama yükünden kurtularak haz verici bir şekilde arınmaya ulaşmasına olanak sağlar. Buket Uzuner’in Karayel Hüznü adlı kitabında yer alan İkizlerden Biri hikâyesi psikanalitik eleştiri açısından zengin bir malzemeye sahiptir. Eserde, annesiyle sağlıklı bir iletişim kuramadığı için bebeklik çağından itibaren kişilik gelişimi sekteye uğramış genç bir kızın bütün mücadelesine rağmen intihara uzanan trajik yaşamı anlatılır. Hikâye incelenirken kahramanın doğumunu takip eden süreçte sağlıklı bir ruhsal kişilik için gerekli olan gelişim evrelerinin hangi noktalarında kırılma yaşandığı ve bunların kahramanın iç dünyasında hangi sonuçları doğurduğu gösterilmeye çalışılacaktır.
The psychoanalytic theory of criticism, which emerged at the end of the nineteenth century end was founded by Sigmund Freud, generally focuses on the artist whom he/she sees as the sörce of creation. This approach, which is based on the presupposition that art is a kind of neurosis, and that the artist is also aneurotic patient, argues that the artist who escaped from the unconscious wishes he had to suppress and took refuge in the world of dreams, transforms these feelings into acceptable and valuable purposes through various formal means. In this way, the neurotic tendency, which is put into action that can be approved by the society, allows both the artist to enjoy his unconscious processes and the reader to reach purification in a pleasurable way by getting rid of the burden of applying similar repressed impulses in his own life. The story of One of the Twins in buket Uzuner’s book Karayel Hüznü has a rich material in terms of psychoanalytic criticism. In the work, the tragic life of a young girl, whose personality development has been interrupted since infancy because she could not establish a healty communication with her mother, goes to suicide despite all her struggles. While examining the story, it will be tried to show at which points the developmental stages necessary for a healthy spiritual personality are broken in the process following the birth of the hero and what consequences they have in the inner world of the hero.