Türk şiirine Garip'le getirdiği yeni söyleyiş ve estetik atılımla edebiyatımızda büyük bir yer etmiş olan Orhan Veli Kanık’ın gerek edebiyat hakkındaki görüşleri gerekse ortaya koyduğu edebiyat ürünleri yaşamında olduğu kadar vefatından sonra da eleştirmenler ve araştırmacıların üzerinde durdukları konulardandır. Garip ve Orhan Veli'nin şahsının aldığı eleştirilerin bir kısmı da ortaya koyulan edebiyatın toplumculuğu üzerine olmuştur. Ancak kanon edebiyatta şiirleriyle kendine yer bulmuş olan Orhan Veli’nin kısa öykülerine gerekli ilgi gösterilmemiştir. Sayıları az olmakla birlikte Kanık’ın öyküleri onun sanat anlayışını doğru tespit edebilmek açısından önem arz etmektedir. Öyle ki bu öyküler Kanık etrafında dönen “toplumculuk” tartışması özelinde de bizlere detaylı okuma imkânları sunan metinlerdir. Bu doğrultuda bu kısa çalışmadaki amacımız, Orhan Veli öykülerinin toplumcu bir duyarlılık ve bakışa sahip olduğu, Kanık’ın edebiyat ve toplumsal olan arasındaki ilişkiyi bir sanatçı olarak, genel kanının aksine, kuvvetli bir bağ ile kurma gayretinde olduğunu göstermektir. Bu bağlamda Orhan Veli’nin öykülerini eleştirel gerçekçi edebiyat eleştirisinin tanıdığı olanaklar çerçevesinde inceleyeceğiz.
Both before and after his death, Orhan Veli, who occupies an important spot in our literature history with a new course of literature and esthetics breakthrough he performed, has always been a subject of critics and researchers owing to his thoughts on literature and his works. Garip and Orhan Veli were criticized mostly for the lackness of the social side in their poetry. Even though Orhan Veli’s poem in Yaprak enabled him to make peace with socialist realists and 40’s generation, the poet drew critisism since he believed that poetry shouldn’t be a platform in which social issues are solved. We, in this study, will try to examine Orhan Veli’s limited number of stories, which shares nearly the same perspective with his poems, within the framework of social approach in his literature.