Endüstri 4.0'ın başlattığı yeni paradigma çerçevesinde, yaşamdaki temel yapıtaşının her bir bütünü oluşturan parçalar arasındaki bağlantısallığın bilgisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu yeni farkındalık, iletişim bilimlerini ön plana çıkarmakta ve iletişim tasarımı disiplinini iletişim bilimlerinin merkezi bir konumuna taşımaktadır. Genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojileri, kapsayıcı (immersive), mekân-zamansal ve evrimsel doğasıyla kitlesel iletişimin yeni dijital platformu olma yolunda hızla ilerlemektedir.Bu dönüşüm, lisans ve yüksek lisans düzeylerinde öğretilen iletişim tasarımı disiplininin eğitim stratejilerinde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır. Katlanarak artan bir hızla değişen teknolojik koşullar karşısında, zamanın dinamiklerine direnç gösterebilecek yaşam boyu öğrenme becerilerinin kazandırılması büyük bir önem arz etmektedir. Hesaplamalı düşünce, yeni paradigmanın yeni algısı ve merkezi bir unsuru olarak konumlanmaktadır. Bu bağlamda, iletişim tasarımı disiplininde, hesaplamalı tasarım yeni bir metodoloji, algoritma yeni bir teknik dil, veri yeni bir hammadde olarak kabul edilmekte ve süreç-odaklı tasarım yeni bir yaklaşım olarak eğitim stratejilerini belirleyecek ana unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Within the framework of the new paradigm initiated by Industry 4.0, it is understood that the fundamental building block of life is the knowledge of interconnectivity between the components that constitute each whole. This newfound awareness is elevating communication sciences to the forefront and positioning the discipline of communication design at the central hub of communication sciences. Extended Reality (XR) technologies, with their immersive, spatiotemporal, and evolutionary nature, are rapidly progressing towards becoming the new digital platform for mass communication. This transformation necessitates profound changes in the educational strategies of the communication design discipline taught at undergraduate and postgraduate levels. In the face of exponentially accelerating technological changes, imparting lifelong learning skills capable of withstanding the dynamics of time is of great significance. Computational thinking is being positioned as a new perception and a central element of the new paradigm. In this context, within the discipline of communication design, computational design is being recognized as a new methodology, algorithm as a new technical language, and data as a new raw material, while process-oriented design emerges as a new approach, delineating the main elements that will define educational strategies.