İlk kez 20. yüzyılın ortalarında Macar- Amerikalı matematikçi John von Neumann tarafından telaffuz edilen “teknolojik tekillik” kavramı, teknolojik büyümenin etkisiyle yapay zekânın, insanın bilinç, zekâ ve yetenek seviyelerine ulaşacağı varsayımından yola çıkan bir geleceği ifade eder. Basitçe insan eylemlerini taklit edebilen her türlü makineyi tanımlayan robotik uygulamalar ise yapay zekânın dünya ile etkileşime girebileceği bir bedene sahip olma fikrine dayanmaktadır. Bazı bilim insanları tarafından “teknolojik tekillik” kavramı ile ilişkilendirilen “yapay genel zekâ” (AGI) ve “yapay süper zekâ” nın (ASI), robotik uygulamalarla son noktaya ulaşacağı öngörülür. 21. yüzyılın 2. çeyreğine yaklaştığımız bugünlerde insanlar arasındaki etkileşim biçimleri, sanatın ve kültürel ifadenin şekli, eğlence ve iletişim sektörleri gibi daha birçok alanda önemli değişimler yaşanmaktadır. Yapay zekâ modellerinin kullanıma girmesiyle birlikte müzik ve opera sanatında da disiplinlerarası çalışmalar daha görünür hale gelir. Teknolojik tekilliğin bir kolu olan robotik sanat bilimsel araştırma, sanatsal yaratım ve felsefi incelemenin sıkı bir şekilde birbirine bağlı olduğu yeni bir disiplindir. Müzik ve opera sanatının bu bağlamdaki eserleri yine disiplinlerarası ürünler olarak üretilir ve sergilenir. Bu çalışmada teknolojik tekillik kapsamında incelenecek olan robotik uygulamalar, antropomorfik (insan biçimci) robotlar çerçevesinde tartışılacaktır.
The concept of “technological singularity,” first articulated by Hungarian-American mathematician John von Neumann in the mid-20th century, refers to a future based on the assumption that artificial intelligence, through the effects of technological growth, will reach human levels of consciousness, intelligence, and ability. Robotics applications, which simply describe any machine capable of mimicking human actions, are based on the idea that artificial intelligence could possess a body through which it can interact with the world. “Artificial General Intelligence” (AGI) and “Artificial Superintelligence” (ASI), associated with the concept of technological singularity by some scientists, are predicted to reach their ultimate form through robotics applications. As we approach the second quarter of the 21st century, significant changes are taking place in many areas, such as the forms of human interaction, the shape of art and cultural expression, as well as the entertainment and communication sectors. With the introduction of artificial intelligence models, interdisciplinary studies in music and opera have also become more visible. Robotic art, a branch of technological singularity, is a new discipline where scientific research, artistic creation, and philosophical inquiry are tightly interconnected. Works in music and opera within this context are also created and exhibited as interdisciplinary products. In this study, the robotics applications to be examined within the scope of technological singularity will be discussed within the framework of anthropomorphic (human-shaped) robots.