Sözün darasının alınarak safisinin kulaklara ve gönüllere ulaştırılmasında şiir her zaman baş aktör olmuştur. Halk âşıkları ile halk şairleri bu baş aktörler arasında yerlerini alırken, halk şairleri şiirlerini yazarak, halk âşıkları ise şiirlerini sazları eşliğinde irticalen söyleyerek ya da karşılıklı atışarak/deyişerek söylemişlerdir. Halk şairleri, halk âşıklarını öykünen, onlara göndermelerde bulunan aynı zaman-da da gelenekle gelecek arasında bir bağ kurup bu bağı geleceğe taşımaya çalışan şiirin sazsız söylenişine sürdürerek halk şiirini yaşatmaya çalışırlar. “Dedim-dedi” şiir türü, halk şiirinde yaygın olarak kullanılan daha ziyade âşıklar tarafından söylense de, halk şairleri de bu şiir türünü denemişlerdir. Gönümüz modern şiirinde izlerine asla rastlayamayacağımız, ancak bir yanını ge-leneksel şiire yaslayıp hecenin o ritmik sesiyle şiirini gelecek kuşaklara aktarmaya çalışan günümüzde halk şairi diye tabir edilen şairler biraz da âşıklardan etkilenerek “Dedim-dedi” türü şiirler yazmışlardır. Halk şairleri arasında adına sazsız atışma/deyişme de diye-bileceğimiz “Dedim-dedi” tarzı şiir yazan; Abdurrahim Karakoç, Tayyib Atmaca, Mehmet Gözükara, İsmail Kutlu Özalp ve Ömer Kara (Kul Seymani) bu türden şiirler yazan günümüzün önemli şairleri arasındadır.
The poetry has been starring to convey the extract of the words, without the pulp, to ears and hearts. Folk asiks and folk poets reside among these stars; folk poets write their poems, and folk asiks tell their poems in company with their baglamas or in call-and-response duets. Folk poets strive to sustain the folk poetry by maintaining the performance of the poetry without a baglama, which imitates folk asiks, refers them, establishes a bond between tradition and future at the same time, and tries to carry this bond into the future. “I said-He said” type poetry, which is commonly used in folk poetry, are mostly told by asiks, but also folk poets have been trying this poetry type. Poets, who attempt to transmit their poetry with the rhythmic sound of the syllable to the next generations while relying on the traditional poetry on one hand, defined today as folk poets, have been writing “I said-He said” type poems, somehow under the influen-ce of asiks, that we couldn’t encounter any traces thereof in today’s contemporary poetry. Abdurrahim Karakoc, Tayyib Atmaca, Mehmet Gozukara, Ismail Kutlu Ozalp ve Omer Kara (Kul Seymani) are among significant poets writing such “I said-He said” type poems that we could call call-and-response duets between folk poets without a baglama.