Gurbet kavramı yalnızca memleketinden uzakta kalmanın yarattığı çeşitli ruh hallerinden doğan garipliğe karşılık gelmez. Gurbet, en temel anlamda mekânsal bir yer değiştirme sürecidir. Belli başlı nedenlerle başlayan bu süreç, gurbet ve sıla döngüsü içerisinde hareket eder. Döngü, gurbete çıkma nedeni, kararı, hazırlık evresi, gurbet yolculuğu, gurbet, sıla ve geride kalanların yaşadıkları psikolojik hallerden meydana gelir. Mevlüt Süleymanlı’nın üç bölümden oluşan ve art zamanlı olarak kurulan Göç adlı romanında da yüzyıllar önce atalar yurdundan doğuya göç eden Karakelle boyunun ata topraklarına dönmek için batıya doğru yaptıkları göç serüveni anlatılmaktadır. Bu makalede de yaşanan göçün gurbet sürecinde nasıl ele alındığı, göçün birey üzerinde yarattığı etkiler tespit edilerek değerlendirilecektir.
The concept of homesickness not only eguel the various moods created by the oddity of nature to stay away from his hometown. The most basic sense, the homesickness is a spatial displacement process. This process begins with the main reason and homesickness and cycles of sila in moves. The cycle occours homesickness of why go to, decision, preparatory phase, travel; homesikness, sila and it comes from the psychological conditions that the survivors experience. In Mevlüt Süleymanlı's novel entitled Göç Karakelle, who migrated east from the land of the ancestors centuries ago, tells the adventure of the migration to the west to return to their ancestral lands. In this article, it will be evaluated how the living migration is handled in the process of migration in the process of migration, and the effects that the migration creates on the individual.