Türk kültüründe yemin, genellikle kişi ve toplum için önem arz eden nesne ve kavramlar üzerine yapılmıştır. Bu nesnelerden birisi de hayvanlardır. Türkler, eski Türk inanç sisteminin yaygın olduğu dönemlerde kendileri için değerli olan veya tabu olarak kabul ettikleri hayvanlar üzerine yemin etmişlerdir. Bu sayede yeminlerinde hayvanı bir dayanak olarak kullanmışlardır. Eğer yemin, yalan olursa veya uygulanmazsa o hayvanı kaybedeceklerinden veya hayvanın kendilerine zarar vereceğinden korkmuşlardır. İlk dönemlerde atlı-göçebe yaşam tarzını benimseyen Türkler için at, günlük hayatın en değerli ve vazgeçilmezi kavramlarından olmuştur. Çalışmamızda, Türk kültür hayatında önemli bir yere sahip olan at üzerine yapılan yeminler üzerinde duracağız. Bu sayede toplum için kutsal bir değer olan yemin ve bir o kadar da toplum için değer arz eden atın Türk kültür hayatındaki önemini ortaya koymaya çalışacağız
Oaths in the Turkish culture were typically taken upon objects and concepts which were important to individuals and society. One of these objects were animals. The Turks took oaths upon animals that were valuable to themselves or were considered taboos at times when the ancient Turkish belief system was prevalent. Thus they used animals as a foundation. If the oath became a lie or not kept, they feared that the animal could be lost or it could harm them. For the Turks who adopted a horse-nomad life style in the earlier periods, the horse became one of the most valuable and irreplaceable notions of everyday life. Our study will focus on the horse which took an important place in the Turkish cultural life and the oaths taken upon. This way, we will try to expose the importance of oaths and the horse considered sacred for the society throughout the Turkish cultural life.