1980’lerden itibaren, neoliberal politikaların uygulanması, çalışma ilişkilerinde köklü dönüşümleri meydana getirmiştir. Bu süreçte, sendikaların krize girmesi kaçınılmaz olmuştur.Özellikle 80’lerin ortası ve 90’ların başında Brezilya, Güney Afrika, Filipinler ve Arjantin gibi ülkelerde işçi hareketleri artmış ve bunlar toplumsal muhalefeti de bir araya getirerek ortak bir mücadele birliği oluşturmuşlardır. İşçi sınıfının öncülüğünde, toplumsal muhalefetin de desteğiyle oluşan bu hareket, temel olarak neoliberal politikaların yarattığı yoksulluk ve işsizlik karşıtı bir eksende meydana gelmiştir. Toplumsal muhalefetle bütünleşmiş bu işçi hareketleri, “Toplumsal Hareket Sendikacılığı” olarak adlandırılmaktadır. Zonguldak Maden İşçileri Grevi (1990) ve Tekel İşçi Direnişi (2009) ülkemizde toplumsal hareket sendikacılığı bakımından önemli birer örnek oluşturmaktadır.
The impact of neoliberal policies has increased since the 1980s. This situation has created radical changes in labour relations. This process was quite painful and the trade unions entered a crisis. Especially in the mid 80s and early 90s in Brazil, South Africa, Philippines and Argentina in such as countries, increased the labor movement bringing together social opposition, and they formed the unity of a common struggle. This movement have occurred on an axis mainly of neoliberal policies against poverty and unemployment under the leadership of the working class, with the support of social opposition movement consisting. These workers movements that Integrated social opposition is called “Social Movement Unionism”. Zonguldak Miners’ Strike and March (1990) and Tekel Workers Resistance (2009) are important examples about Social Movement Unionism in Turkey.