Ülkemizde her yıl binlerce iş kazası meydana gelmekte ve bu iş kazalarının önemli bir kısmı ölümle sonuçlanmaktadır. İnşaat sektörü de, çok tehlikeli sınıfta yer alan ve iş kazalarının sıklıkla meydana geldiği bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Sektörde meydana gelen iş kazalarını önlemek ve bu soruna çare olmak amacıyla, şimdiye kadar uygulanan palyatif çözümlerin aksine, 2012 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla beraber, hem işverenlerin, hem de işçilerin yükümlülükleri artmıştır. Bu çalışma kapsamında TR32 (Aydın, Denizli, Muğla) bölgesinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren işçi ve işverenlerin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin durumları ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu anlamda TÜİK Hane Halkı İşgücü anketleri ve Gelir Yaşam Koşulları anketlerinden elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Ayrıca işçi ve işverenlerle ve Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri ile derinlemesine mülakat yapılmıştır. Derinlemesine mülakat yolu ile elde edilen veriler, TÜİK mikro veri setleri ile kıyaslanmış ve bulgulara ilişkin değerlendirmeler ve öneriler ortaya konmaya çalışılmıştır.
In our country, thousands of occupational accidents happen every year, and a significant part of these occupational accidents result in death. The construction sector also emerges as a sector in a very dangerous class, where job accidents often occur. Unlike the palliative solutions applied up to now, Law No. 6331 on Occupational Health and Safety was enacted in 2012 in order to prevent job accidents in the sector and to remedy this problem.With this law, the obligations of both employers and employee have increased. Within the scope of this study, TR32 (Aydın, Denizli, Muğla) region tried to reveal occupational health and safety conditions of employee and employers in the construction sector. In this sense, the data obtained from TURKSTAT Household Labor Force Survey and Income Life Conditions surveys were evaluated. An in-depth interview was also held with employee and employers and the Joint Health and Safety Units. The data obtained through in-depth interviews were compared with the TURKSTAT micro data sets and the evaluations and suggestions about the findings were tried to be presented.