Bu çalışmada siyasal teoride yer alan liberal demokrasi eleştirileri incelenmektedir. 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren güçlenen modernizm ve liberalizm eleştirileri bağlamında, liberal demokrasinin de krizde olduğu ileri sürülmüştür. Bu eleştirilerde liberal demokrasinin temsil yeteneği, katılım kapasitesi gibi meşruluğa ait alanlar sorgulanmıştır. Liberal demokrasi modelini eleştiren teorik yaklaşımların bir kısmı, aynı zamanda katılım, kamusal alan, temsil ve yurttaşlık üzerine yeniden düşünerek yeni stratejiler önerdiler. Bu, modern demokrasinin eşitlik ve özgürlük ideallerini derinleştirme iddiasinda olan bir teorilestirme girişimiydi. Radikal demokrasi projesi ve stratejileri olarak adlandırılan bu teoriler, müzakereci demokrasi ve agonistik çoğulculuk gibi birbirinden farklı formülasyonlardan oluşur. Bu makalede, liberal demokrasiye yönelik temel eleştirel argümanlar incelenerek, yeni teorilerin bir sınıflandırılması yapılmıştır.
In this paper, I analyze the critiques of liberal democracy in political theory. The assertion that arguing the crisis of liberal democracy is introduced in the context of modernism and liberal democracy critics strengthened since 20th century’s second half. Areas related to legitimacy such as the ability to represent or participation capacity of liberal democracy are questioned in those critiques. Some of the critical approaches on liberal democracy suggested new strategies rethinking about participation, public sphere, representation and citizenship. It was an attempt of theorization asserting that deepen modern democracy’s ideals of equality and liberty. The so-called radical democracy project and strategies are composed of different theoretical formulations including such as deliberative democracy and agonistic pluralism. In this paper, I try to classify those new theories, examining critical arguments towards liberal democracy.