Klasik Türk şiirinde aşk ve şarap, birbiriyle özdeşleşmiş iki kavram olarak karşımıza çıkar. Öyle ki aşk, çoğu zaman şarapla benzerlik ilişkisi içinde ele alınır ya da söz konusu benzerlik ilişkisi daha da ileri bir boyuta taşınarak şarap istiâre yoluyla aşk yerine kullanılır. Bu özdeşliğe bağlı olarak aşkla birlikte kullanılan birçok malzemenin aynı zamanda şarap için de kullanıldığı ve böylece her iki unsur için ortak bir kavram alanının oluştuğu görülür. At ve onun tamamlayıcı unsurları da söz konusu ortak malzemenin bir parçası durumundadır. Ancak, aşk ve şarap ile at arasında kurulan ilgi ve ilişkiler hem “doru at” hem de “koyu kırmızı şarap” anlamlarına gelen “kümeyt” kelimesi sebebiyle diğer unsurlara göre çok daha farklı ve ileri bir boyutta karşımıza çıkar. Bu çalışmada, müstakil sâkî-nâmelerin ve dîvânların taranması sonucunda tespit edilen beyitler ışığında klasik Türk şiirinde aşk ve şarap ile at arasında kurulan ilgi ve ilişkilerin arka planında yer alan gerekçeler irdelenmeye çalışılmıştır.
In classical Turkish poetry, love and wine appear as two concepts that are identified with each other. Indeed, love is often dealt with in the context of its similarity to wine or this relationship of similarity is carried even further, and wine is used in place of love through figures of speech. Due to this identicalness of love to wine, many materials used with love are also used with wine, thus forming a common pool of concepts for both love and wine. The horse and its complementary elements are also included in this common pool of concepts. However, the associations and relationships between love/wine and horse appear in a much different and advanced dimension than other elements due to the word “kümeyt,” which means both “a bay” and “dark red wine.” This paper presents an examination of the reasons underlying the associations and relationships established between love/wine and horse in classical Turkish poetry in light of the couplets determined as a result of reviewing separate sâkî-nâmes and dîvâns.