Türkiye ve İran köklü geçmişe sahip komşu ülkelerdir. Bu topraklar Timur’dan, Nadir Hanlığına ve Şah İsmail’e kadar uzun süre Türk hakimiyet alanı olmuştur. Bugün hala bu topraklarda yaşayan nüfusun 1/3 ü Türk'tür. Bu uzun zaman süreci içerisinde yer yer barışçıl yer yer de tansiyonu yüksek politikalar söz konusudur. Türkiye'nin bugünkü sınırlarından en eski olanı İran ile olan sınırdır ve bu sınırın tespiti 1699 yılına kadar dayanmaktadır. 560 kilometrelik bu sınır ortak maziyi tamamıyla ortadan kaldıramamıştır. O nedenle Cumhuriyet başlarında, Atatürk döneminde, barışçıl siyaset ve ötesinde ortak paktlarda birlikte hareket etmeler söz konusu olmuş ancak 1979-1990 yılları arası ilişkilerde farklı yaklaşımlar meydana gelmiştir. İran devrimi ve sonrasında yaşanan Irak ile olan savaşları laik ve demokratik Türkiye için soru işaretleri doğurmuştur. Katı laikçi çevrelerin aksine liberal politikalar yürüten Özal, din ve kültür anlayışındaki farklılıklardan ziyade ortak ekonomik fayda elde etmeye odaklanmıştır. Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç ve Hatta Uğur Mumcu cinayetlerinde İran’ın etkisi olduğu kuşkuları tazeliğini korumaktadır. Laik ve teokratik uçlar arasında 1979-1990 yılları arasında yaşanan siyasi olaylar ve etkileri ana hatları ile makalenin konusunu teşkil etmektedir. Bu uluslararası politik süreci İran’ın resmi haber ajansı IRNA’nın Türkiye ile ilgili son 40 yıllık haber ve analizlerinin değerlendirilmesi ile desteklenmiştir. Böylece orijinal bulgular ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Turkey and Iran are neighboring countries with a long history. These lands have been the area of Turkish domination for a long time, from Timur to the Nadir Khan and Shah Is-mail. Today, 1/3 of the population still living in this land is Turkish. During this long peri-od, there were some peaceful and sometimes high-tension policies. Turkey's present bor-ders with Iran is the oldest line. The detection of this border dates back to 1699. This 560-kilometer border could not cut the common past. For this reason, at the beginning of the Republic, in the period of Atatürk, have acted peaceful politics and beyond, joint action in common pacts. Yet, there were different approaches in relations between 1979 -1990. The Iranian revolution and the war with Iraq have risen question marks for a secular and dem-ocratic Turkey. Unlike strict secularist circles, Özal focused on achieving common eco-nomic benefits than differences in religious and cultural understanding. The suspicions that Iran had an impact on the murders of Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç, and even Uğur Mumcu stay fresh. The main topics of the article are the political events be-tween secular and theocratic assessment between 1979-1990 and their effects. This inter-national political process has supported by an evaluation of the last 40 years of news and analysis related to Turkey by Iran's official news agency (IRNA). Thus, the original find-ings have revealed.