Bu makale minimalizmi tüketici karşıtı eğilimli sosyal uygulamaların bir örneği olarak ele almaktadır. İlk bölüm minimalizmin varsayımlarına odaklanır. Aşağıdaki bölümler, minimalizm ve tüketim türevleri arasındaki ilişkinin farklı varyantlarına, yani tüketim karşıtlığı ve aşırı tüketim (tüketimcilik) ile ilgilidir. Ayrıca, yazar minimalizmi bir tüketim tarzı ve bilinçli bir tüketim biçimi olarak görmektedir. Analiz minimalist bloglara ve kitaplar üzerinde temellendirilmiştir. Minimalizm, takipçilerine ve bazı araştırmacılara göre, tüketicilik odaklı tavırlara kıyasla yaşamda bir anlam arama talebi ile birleşen anti-tüketimci bir yaklaşım olarak karakterize olan bir yaşam tarzıdır. Hayatın maddi olmayan yönlerinde daha fazlasına ulaşmak üzere ana prensibi-"daha az daha çoktur"- "daha azına sahip olmak" olarak açıklanmaktadır. Minimalizm içindeki böylesine bir bakış açısı belirli bir modele göre yaşam değişikliklerini gerçekleştirmek bakımından kapsamlı araçlar sağlamaktadır. Bunlar şunları içerir: tüketicilik eleştirisi (aşırı tüketim); özlemlerin materyalist olarak yeniden yönlendirilmesi ("gerçek" değerlerin keşfi) ve kişinin "eski yaşam tarzını" yeniden yapılandırma yöntemleri (bir araç olarak minimalizm). Bu minimalizme ilişkin öncelikle minimalizmin araştımacıları tarafından kullanılan birçok tanımdan biridir. Hem minimalistlerin kendileri tarafından yazılan metinlerde hem de (nadiren) ikincil literatürde görünen diğer terimler şunları içerir: fikir, ideoloji, yaşam tarzı, felsefe, düşünce tarzı, doktrin, tutum, moda ve yol.
This article discusses minimalism as an example of anti-consumer-oriented social practices. The first section focuses on the assumptions of minimalism. The following parts refer to different variants of the relationship between minimalism and derivatives of consumption, i.e anti-consumption and hyper-consumption (consumerism). The author also considers minimalism as a style of consumption and as a form of conscious consumption. The analysis is based on minimalist blogs and books. Minimalism is a lifestyle1 that, according to its followers and some researchers, is characterized by an anti-consumerist approach combined with the demand for seeking meaning in life by means other than consumerism-oriented attitudes. Its main principle – “less is more” – is explained as “owning less” in order to achieve more in non-material aspects of life. Such a view of minimalism provides comprehensive instruments for carrying out life changes according to a specific pattern. These include: criticism of consumerism (excessive consumption); post- materialistic redirection of aspirations (discovery of “real” values) and methods of restructuring one’s ‘old lifestyle’ (minimalism as a tool).