Bu araştırmada tüm dünyada etkili olan Covid-19 pandemi sürecinin insanlar üzerindeki korku ve şüphe boyutuna bağlı olarak psikolojik etkilerinin cinsiyet, medeni durum, kronik rahatsızlığın olup olmaması, düzenli ilaç kullanımı ve eğitim durumu değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma nicel araştırma yöntemlerinden tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel değerlendirme forumu ve Covid-19 Psikolojik Sıkıntı Ölçeği kullanılarak yaşları en az 16 olan 442 kişiden (297 kadın ve 145 erkek) online form yoluyla veriler toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde değişkenler açısından anlamlı farklılaşma olup olmadığını belirlemek için SPSS paket programı kullanılarak t-testi ve tek yönlü ANOVA analizi yapılmıştır. Çalışma bulgusunda bireylerin Covid-19 korku ve şüphe puanlarında cinsiyet ve eğitim durumları değişkenleri açısından anlamlı farklılaşma olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu anlamlı farklılaşmanın cinsiyet değişkeninde kadınların lehine anlamlı farklılaşma olduğu ve eğitim değişkeninde okuma yazma bilmeyenler ile üniversite ve lisansüstü düzeydeki bireyler arasında anlamlı farklılaşma olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Medeni durum, kronik rahatsızlığın olup olmaması ve düzenli ilaç kullanımına bağlı olarak da anlamlı bir farklılaşma olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
This research aims to examine the psychological effects of the COVID-19 pandemic process, which is effective all over the world, depending on the extent of fear and suspicion on people in terms of gender, marital status, chronic disease, regular drug use, and educational status variables. The study was carried out in the scanning model of quantitative research methods. In the study, the data was collected via the personal evaluation form and the COVID-19 Psychological Distress Scale, which were conducted on 442 people (297 women and 145 men) aged at least 16 through the online form. A T-test, one-way ANOVA analysis were performed using the SPSS package program to determine whether there was meaningful differentiation in terms of variables in the analysis of the data obtained. In the study findings, it was concluded that there was a significant differentiation in the COVID-19 fear and suspicion scores of individuals in terms of gender and educational status variables. It was found that this meaningful differentiation was a significant differentiation in favor of women in the gender variable and that there was a significant differentiation between the illiterate and bachelor’s and graduate level individuals in the education variable. It was concluded that there was no significant differentiation due to marital status, chronic disease, and regular drug use.