Feminizm akımı, farklı zamanlarda ve koşullarda değişen anlamlara sahip olmakla birlikte, genel olarak erkeklerle kadınlar arsında “eşitlik” anlayışından hareketle, hiyerarşik illişkilerden doğan ve kadını erkeğe bağımlı gören anlayışın yıkılması gereğini vurgulamaktadır. Feminizm, erkeğin kadın üzerindeki esaretinin kaldırılmasını savunan, cinsiyet eşitsizliklerinin olmadığı bir dünya görüşüne sahiptir. Feminizm içerisinde geliştirilen düşünceler, kadınları, özel alan olarak resmedilen alana hapseden, ev içi işlerle özdeşleştirilen bir ailenin üyesi olarak içselleştirilen anlayışın yıkılmasıdır. Ayrıca bu düşünceler kadının bağımsız birey olarak toplumun içerisinde varlığını hissedebileceği, çeşitli hak ve özgürlüklerden yararlanabileceği bir toplum modelinde yer alması gerekliliğini savunmaktadır. Bu temel anlayış doğrultusunda gelişen düşünceler, ülkelerin kendi koşulları içerisinde farklılaşarak ve çeşitli talepler doğrultusunda hareket ederek kadın hareketlerinin çıkış noktasını oluşturmaktadır.
Although feminism has a changing content at different times and conditions, it emphasizes the need to demolish the understanding that arises from hierarchical relations and sees women as dependent on men, based on the understanding of "equality" between men and women in general. Feminism has a worldview without gender inequalities, advocating the abolition of the bondage of men over women. The ideas developed within feminism are the demolition of the understanding internalized as a member of a family, which is identified with domestic work, which confines women to the area depicted as a private space. In addition, these ideas argue that women should take part in a society model where they can feel their presence in the society as an independent individual and benefit from various rights and freedoms. Thoughts developed in line with this basic understanding constitute the starting point of women's movements, differing within the conditions of the countries and acting in line with various demands.