Kıta Avrupa’sının en güçlü ülkesi olan Almanya 1871 yılına kadar feodal beyliklerin çatıştığı bir coğrafya olarak varlığını sürdürürken İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Hollanda gibi denizci ülkeler pusulaya ve okyanusları aşacak güçlü gemi üretim teknolojilerine ulaşmaları sayesinde dünyanın hemen her noktasında geniş sömürge imparatorlukları kurmuşlar ve sömürgelerden getirdikleri yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla ve yeni coğrafyalardan getirip ağır işlerde çalıştırdıkları köleleri sayesinde güçlerine güç katmışlardır. 1871 yılında siyasi birliğini sağlayan Almanya sömürgecilik yarışında geç kaldığını fark etmiştir. Bununla birlikte Afrika ve Uzakdoğu’da diğerlerine göre daha mütevazi sömürge toprakları da elde etmiştir. 1933 yılında ülke yönetimini ele geçiren Nasyonal Sosyalist Parti (Nazi) Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin geniş sömürge imparatorluğunu kültür emperyalizmi ile saflarına kattığı toplumlar sayesinde rahat bir şekilde yönettiğini anlamıştır. Nazi Almanya’sı, İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı’nda yıktığı Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopardığı geniş petrol yataklarına sahip Ortadoğu coğrafyasında pay kapabilmek için ne yapması gerektiğini araştırmış ve bölgede Alman kültürünü yaymak için faaliyetler planlamıştır. Çalışmamızda Cumhurbaşkanlığı arşiv belgeleri içerisinde yer alan ve Alman Kurt Koehler, Oluf Kürkkmann ve Wilhelm Eilers’in hazırladığı “Almanya’nın Orta Doğu’ya Yönelik Nüfuz Mıntıkaları Politikası” adlı rapor ele alınmıştır. Raporda Türkiye’nin Almanya’nın Ortadoğu’ya girmesinde Mısır’ın ise İslam dünyasına geçişinde anahtar konumunda olduğu belirtilmiştir.
While Germany, the most important country of Continental Europe, continued to exist as a geography where feudal principalities clashed until 1871, maritime countries such as England, France, Spain, Portugal and the Netherlands established large colonial empires in almost every part of the world thanks to their access to the compass and powerful shipbuilding technologies to cross the oceans. They gained strength thanks to the underground and surface resources they brought from the colonies and the slaves they brought from new geographies and made them work in heavy jobs. Germany, which achieved its political unity in 1871, realized that it was late in the colonial race. However, it also acquired more modest colonial lands in Africa and the Far East compared to others. The National Socialist Party (Nazi), which took over the administration of the country in 1933, understood that during the First World War, Britain was able to manage its vast colonial empire comfortably thanks to the societies it added to its ranks with cultural imperialism. Nazi Germany researched what to do in order to get a share in the Middle East geography, which has large oil fields that Britain took from the Ottoman Empire, which it destroyed in the First World War, and planned activities to spread German culture in the region. In our study, the report titled "Germany's Influence Zones Policy for the Middle East" prepared by German Kurt Koehler, Oluf Kürkkmann and Wilhelm Eilers, which is included in the Presidency Republic Archive documents, is discussed. In the report, it is stated that Turkey has a key position in Germany's entry into the Middle East and Egypt in the transition to the Islamic world.