Türkiye’de hızla artan Suriyeli sığınmacı nüfusunun yerli halkla içi içe yaşamaya başlaması ile sosyo-ekonomik anlamda bazı gelişmeler yaşandığı görülmektedir. Türkiye’deki sığınmacıların dili, yaşam tarzı ve kültürünün farklı olması ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda bazı önyargılara kaynaklık ettiği görülmektedir. Yapılan bu araştırmada “Grupların Birbirine Temassızlığı Çerçevesinde Gelişen Önyargının Gruplararası Tehdit Teorisi (Intergroup Threat Theory)” kapsamında incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmanın yöntemi; planlanan soruların dışına çıkarak, farklı sorular sorabilme ve planlanmış cevaplar yerine araştırmaya değer katacak farklı cevaplar alabilme şansını arttırmak adına İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde ikamet eden farklı yaş, eğitim, cinsiyet ve meslek grubunda bulunan Türk ve Suriyeli bireylerle “derinlemesine görüşme” yapılması şeklinde belirlenmiştir. Sonuçlar, grupların birbiri ile yakın temasa geçmeme durumlarının önyargılı tutumların gelişmesinde etkili olduğu ve önyargıların yüksek sembolik tehdit algısı ve negatif stereotipilerle ilişkili olduğu yönünde tespit edilmiştir. Yakın temasa geçen bireylerde ise önyargıların olumlu yönde değiştiği görülmüştür. Sonuçlar, Türk katılımcıların algılanan tehdit düzeyleri için sembolik tehditler ve gerçekçi tehditlerin önemli olduğu yönünde çıkmış olup Suriyeli sığınmacıların ise algılanan tehdit düzeyleri için gerçekçi tehditlerin önemli olduğu yönünde tespit edilmiştir.
It is seen that there are some socio-economic developments with the rapidly increasing Syrian refugee population in Turkey starting to live together with the local people. In addition, it is seen that the language, lifestyle and culture of the refugees in Turkey are different, which causes some prejudices in economic, social and cultural terms.In this research, it is aimed to examine the "Bias Developing in the Framework of the Non-Contact of the Groups with each other" within the scope of the Intergroup Threat Theory. The method of the study; In order to increase the chance of asking different questions by going beyond the planned questions and getting different answers that will add value to the research instead of planned answers, it has been determined as "in-depth interviews" with Turkish and Syrian individuals of different ages, education, gender and profession residing in the Sultanbeyli district of Istanbul. The results showed that the groups' lack of close contact with each other is effective in the development of prejudiced attitudes and prejudices are associated with high symbolic threat perception and negative stereotypes. It has been observed that prejudices have changed positively in individuals who have been in close contact. The results showed that symbolic threats and realistic threats were important for the perceived threat levels of the Turkish participants, while realistic threats were found to be important for the perceived threat levels of the Syrian refugees.