Bu çalışma, D. H. Lawrence'ın Aşık Kadınlar (1920) ve Jia Pingwa'nın Yıkık Şehir (1993) romanlarındaki kadın karakterleri, feminist kuramdan yararlanarak toplumsal cinsiyet merceğinden karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma, Simone de Beauvoir ve Kate Millet'nin bakış açılarından yararlanarak, yirminci yüzyılın başlarında önemli bir geçiş dönemini temsil eden, İngiltere ve Çin'in sanayileşme ve kentleşme çağında kadınların sosyal statüsünü keşfetmeyi ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu romanların her ikisinde de birden fazla rol üstlenen ve genellikle erkeklerin bakış tahakkümü altında hizmet eden kadın kahramanlar yer alır. Romanlarda kadınların karakterleri, kimliklerinin bu özel yönünü etkili bir şekilde iletmek için çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Her iki romanda da kadınlar, toplumlarında ataerkil bir toplumsal çerçevenin varlığı nedeniyle benzer engellerle yüzleşmek zorunda kalır ve orantısız bir şekilde mağdur edilmek için hedef alınır.
This study aims to perform a comparative examination of the female characters in D. H. Lawrence’s Women in Love (1920) and Jia Pingwa’s The Ruined City (1993) through the lens of gender politics, employing feminist theory. By drawing upon the perspectives of Simone de Beauvoir and Kate Millet, the analysis seeks to explore and evaluate the social status of women in early twentieth-century England and China's era of industrialization and urbanization, which represented a notable period of transition. Both of these novels feature female protagonists who assume multiple roles, often serving as adversaries to their male counterparts. Consequently, their characters are depicted in diverse manners to effectively convey this particular aspect of their identities. Due to the presence of a patriarchal social framework within their societies, women in both novels are compelled to confront similar obstacles and disproportionately targeted for victimization.