Author :
Abstract
Kelam ilmi inanca dair konular hakkında bilgi edinirken hem naklî hem de aklî delilleri bilgi edinme yolları olarak kabul etmiştir. Bu temel prensiple birlikte mütevâtir dışındaki hadislerin kelam ilminde naklî bir delil mahiyeti taşıyıp taşımadığı tartışma konusudur. Bu kapsamda âhâd haber kelam ilminde zorunlu bilgi ifade etmez ve inançla ilgili meseleler bu tür haberler üzerine bina edilemez. Âhâd haber kapsamında yer alan rivayetlerden biri de “İmanınızı ‘lâ ilâhe illallâh’ sözü ile yenileyiniz” hadisidir. Aslında hadis külliyatında kelime-i tevhidin faziletine dair ve zikir kapsamında Hz. Peygamber’den çok sayıda rivayet bulunmaktadır. Her ne kadar bu hadisi de kelime-i tevhidin fazileti veya zikir kapsamında değerlendirmemiz mümkünse de kanaatimizce iman hakkında farklı bir durum ortaya koymaktadır. Tecdid-i iman kavramıyla ifade edebileceğimiz bu yaklaşım kelam ilmi açısından bir değer ifade eder mi? Diğer bir ifadeyle bu hadisi kelam ilminin ele aldığı bir konu olarak iman meselesine dair delil kabul edebilir miyiz?
Keywords
Abstract
The science of Kalam has considered both transmitted naqli and rational aqli evidence as ways of acquiring knowledge about matters of faith. With this basic principle, there is a debate regarding whether hadiths other than mutawatir (widely transmitted) can be considered as evidence in the field of Kalam. In this context, a hadith classified as ahad (individual report) does not express necessary knowledge, and matters related to faith cannot be built upon such reports. One of the ahad reports is the hadith "Renew your faith with the phrase ‘Lâ ilâhe illallah’" (There is no god but Allah). In fact, there are many narrations from the Prophet Muhammad regarding the virtue of the word of Tawhid (monotheism) and the act of remembrance (dhikr). Although it is possible to evaluate this hadith within the context of the virtue of the word of Tawhid or as a form of dhikr, we believe it presents a different perspective on faith. Would this approach, which we can express as the concept of "renewal of faith" (tecdid-i iman), have any value in the science of Kalam? In other words, can we consider this hadith as a valid evidence for the issue of faith, which is addressed in the science of Kalam?
