Sanat ve teknoloji arasındaki etkileşim tarihin farklı dönemlerinde farklı dinamiklerle şekillenmiştir. Yirminci yüzyılda dijital teknolojilerin gelişimiyle başlayan süreç sanatın üretim, sunum ve algılanış biçimlerinde radikal dönüşümleri de beraberinde getirmiştir. Yeni Medya Sanatı diğer adıyla Dijital Sanat, temsili yeni baştan tanımlarken teknolojik araçların sunduğu olanaklar, insan yaratıcılığının sınırlarını genişletmiştir. Bugün geldiğimiz noktada dijital olanaklar ve interaktif etkileşim ekseninde gelişen bu yeni sanat formu, geleneksel sanatlarda yer alan kavramları çok daha ileri noktalara taşıma yolunda hızla ilerlemektedir.
Dijital teknolojilerin ayrık ve kodlanmış yapısı, analog sistemlerin sürekliliğinden oldukça farklıdır. Bilgiyi 0 ve 1 gibi kodlarla temsil eden dijital sistemler, kopyalama ve simülasyon süreçlerini kolaylaştırmıştır. Dijital teknoloji, soyutlama ve analoji üretme yeteneği sayesinde yeni medya sanatının temelini şekillendirmiştir.
The interaction between art and technology has evolved with different dynamics throughout history. In the twentieth century, the rise of digital technologies initiated a process that brought radical transformations in the production, presentation, and perception of art. New Media Art, also known as Digital Art, has redefined representation, while the possibilities offered by technological tools have expanded the boundaries of human creativity. At this point, this emerging art form, shaped by digital possibilities and interactive engagement, is rapidly advancing towards pushing the concepts found in traditional arts to much further levels.
The discrete and coded nature of digital technologies differs significantly from the continuity of analog systems. Digital systems, which represent information through codes such as 0s and 1s, have facilitated processes of copying and simulation. With its ability to generate abstraction and analogy, digital technology has played a fundamental role in shaping new media art.