Author :
Abstract
Biyofilik tasarım, insan doğa etkileşimini teşvik eden ve mekânsal deneyimi iyileştiren bir yaklaşım olup, doğrudan doğa ilişkisi, dolaylı doğa ilişkisi ve mekânsal duyusal bağlantılar temelinde ele alınmaktadır. Bu bağlamda, Eskişehir Odunpazarı Modern Müzesi (OMM), biyofilik tasarım ilkeleri doğrultusunda değerlendirilmiştir. Çalışmada, biyofilik tasarımın kuramsal çerçevesi ele alınmış, Acros Fukuoka Vakfı Binası, Parkroyal on Pickering Oteli ve Jewel Changi Havalimanı gibi örnekler de konunun bağlamını güçlendirmek adına incelenmiştir. Araştırma kapsamında nitel yöntemler kullanılmış; literatür taraması, görsel analiz ve mekânsal inceleme gerçekleştirilmiştir. OMM’nin mimari tasarımı, doğal ışık kullanımı, ahşap malzeme seçimi ve iç dış mekân sürekliliği açısından biyofilik tasarım kriterleri doğrultusunda analiz edilmiştir. Bulgular, müzenin doğayla güçlü bir mekânsal bağ kurarak insan doğa etkileşimini desteklediğini ortaya koymaktadır. Çalışma, biyofilik tasarımın çağdaş müze mimarisindeki önemini vurgulamaktadır
Keywords
Abstract
Biophilic design is an approach that fosters human-nature interaction and enhances spatial experience. It is examined based on three fundamental principles: direct nature relationship, indirect nature relationship, and spatial sensory connections. In this context, the Eskişehir Odunpazarı Modern Museum (OMM) has been evaluated in accordance with biophilic design principles. The study explores the theoretical framework of biophilic design and examines case studies such as the Acros Fukuoka Foundation Building, Parkroyal on Pickering Hotel, and Jewel Changi Airport to strengthen the contextual analysis. A qualitative research methodology has been employed, incorporating literature review, visual analysis, and spatial examination. The architectural design of OMM has been analyzed in terms of biophilic design criteria, particularly focusing on natural lighting, the selection of wooden materials, and the continuity between interior and exterior spaces. The findings indicate that the museum establishes a strong spatial connection with nature, reinforcing human-nature interaction. This study highlights the significance of biophilic design in contemporary museum architecture.
