DONAUESCHİNGEN ÖRNEĞİNDE ALMANYA’DA YAŞAYAN TÜRK VATANDAŞLARININ DİNİ KİMLİK İNŞASINDA MEZHEP VE CEMAATLERİN ROLÜ
Author :
Abstract
Bu çalışma, Almanya’nın Donaueschingen şehrinde yaşayan Türk vatandaşlarının dini kimlik inşa süreçlerinde mezhep ve cemaat aidiyetlerinin rolünü incelemeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilen çalışmada, 14 katılımcı ile derinlemesine mülakatlar yapılmış; elde edilen veriler tematik analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Bulgular, dini kimliğin sadece inanç boyutuyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda bireylerin sosyal ilişkilerinde, aidiyet duygularında ve kültürel aktarım süreçlerinde belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Katılımcıların büyük bir kısmı için mezhepler, birer inanç sisteminden öte, kültürel kimliğin ve sosyal aidiyetin taşıyıcı unsurları olarak öne çıkmaktadır. Cemaatler ise hem dini hizmetlerin sürdürüldüğü yapılar hem de bireylerin sosyal dayanışma ve güven ihtiyacını karşıladığı toplumsal oluşumlar olarak değerlendirilmektedir. Çalışma, özellikle göç bağlamında dini kimliğin yeniden üretiminde mezhep ve cemaat yapılarının etkili olduğunu ve bireylerin bu yapılarla kurduğu ilişkilerin oldukça çeşitlilik arz ettiğini göstermektedir.
Keywords
Abstract
In contemporary societies, religious identity and sectarian or communal affiliations continue to play a significant role in shaping individual and collective belonging, especially among Muslim communities living in Europe. This study examines the role of sect and community perceptions in the construction of religious identity through qualitative data collected in Donaueschingen, Germany. Through in-depth interviews conducted with Turkish Muslim participants, the research analyzes how sectarian and communal affiliations influence individuals' religious practices, social positioning, and inter-group dynamics. The findings reveal that while sectarian identity often reflects a familial or cultural background, communal affiliation tends to shape daily religious life and social networks in more practical and direct ways. Moreover, the study indicates that these affiliations are both sources of solidarity and potential lines of division, especially among younger generations. This article aims to contribute to the sociology of religion and Islamic studies by providing a case-based analysis of how traditional religious identities are redefined in the context of migration and diaspora life.
