“COVID-19 İle Beliren Kitlesel İletişim Araştırmaları” adlı çalışma COVID-19 küresel salgın sürecini kitle iletişim araçları üzerinden kapsamlı biçimde analiz etmektedir. Eser, yazarın Mayıs 2020 ile Temmuz 2022 yılları arasında TÜRKAY dergisinde yayımlanmış akademik yazılarına dayanmaktadır. Kitap, bu dönemde televizyon, gazete, dergi, sosyal medya ve internet gibi tüm yayın ve iletişim organlarının incelenmesine dayanan titiz bir araştırma ürünüdür. Düzenli aralıklarla kaleme alınan yazılar, pandeminin bireyler, toplumlar ve devletler üzerindeki etkilerini kronolojik olarak ortaya koyarak çalışmaya tarihsel bir belge niteliği kazandırmaktadır. Bu bağlamda eser, COVID-19’u yalnızca bir sağlık krizi olarak değil aynı zamanda iletişim ve toplum boyutlarıyla ele alması bakımından döneme tanıklık eden ve geleceğe yönelik akademik bir miras niteliği taşıyan özgün bir katkı sunmaktadır. Kitap Covid-19 pandemisinin kitle iletişimi üzerinden nasıl deneyimlendiğini bütüncül bir yaklaşımla ortaya koyarak hem dönemsel bir tanıklık hem de geleceğe bırakılmış kapsamlı bir akademik miras olarak değerlendirilebilir.
The study entitled “Mass Communication Research Emerging with COVID-19” provides a comprehensive analysis of the COVID-19 global pandemic through the lens of mass media. The study is based on the author’s essays published in the journal TÜRKAY between May 2020 and July 2022. The book represents a meticulous research effort, examining various media and communication channels of the period, including television, newspapers, magazines, social media, and the internet. Written at regular intervals the essays chronologically document the effects of the pandemic on individuals, societies, and states, thereby endowing the work with the character of a historical record. In this respect, the book makes an original contribution by addressing COVID-19 not solely as a health crisis but also as a matter of communication and society serving both as a testimony to the period and as an enduring academic legacy for the future. The book by adopting a holistic approach elucidates how the pandemic was experienced through mass communication, positioning the work as both contemporaneous documentation and a comprehensive scholarly heritage.