SOSYOLOJİK PERSPEKTİFTEN ÇOCUK GELİNLERİN YAŞADIKLARI TRAVMALAR (DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU ÖZELİNDE ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİ VE İLETİŞİMİ BAĞLAMINDA BİR ALAN ARAŞTIRMASI)

Author:

Year-Number: 2017-16
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : İletişim, Sosyoloji
Number of pages: 18-32
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Son yılların en çok tartışılan ve Türkiye gündemini aralıklarla meşgul eden konulardan biri de ‘çocuk gelinler’ sorunudur. Sosyolojik vaka olarak toplumsal bir fenomene dönüşen bu sorunun temel nüvesini kuşkusuz yaşanan mağduriyetler oluşturmaktadır. Zira kız çocuklarının reşit olmadan evlenmesi veya evlendirilmeye zorlanması daha sonraki yaşantılarında onarılması imkânsız sorunlar yaratabilmektedir. Çünkü ‘eş’ olma olgusunun bilincine dahi varamadan evlilik sorumluluğunu taşımak zorunda kalan çocuk gelinler, çoğu zaman kendilerini psikolojik bir sarsıntının içinde bulabilmektedirler. Bir taraftan büyümeye, diğer taraftan ise evliliğin yüklediği sorumluluklarla boğuşmaya çalışan bu kadınların (çocukların) aile bağını ve samimiyetini yakalayamamaları nedeniyle ilerleyen yaşlarında pişmanlıklar ve psikolojik sorunlar yaşayabileceklerini söylemek mümkün görünmektedir. Diğer taraftan çocuk yaşta aile sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalmaları ve yükümlülükleri yerine getirememeleri şıkça şiddete maruz kalmalarına, travmalar yaşamalarına ve çocuklarını yetiştirirken de sık sık sosyal sorunlarla karşılaşmalarına sebep olabilmektedir. Bu bağlamda en büyük dilemma kuşkusuz anne-çocuk ilişkisi ve iletişimidir. Sosyolojik perspektiften ve korelasyon bağlamında bakıldığında ise dikkat çeken en önemeli husus; eğitim seviyesinin artmasına paralel olarak çocuk gelin sayısının düşme eğilimi içerisinde olmasıdır. Erken yaşta evlenen veya evlendirilenlerin eğitim seviyelerinin düşük olması şüphesiz sorumluluk alabilmelerini ve yeni sağlıklı nesiller yetiştirebilmelerini de mümkün kılamamaktadır. Biyolojik olarak henüz kendileri çocuk olan bu bireylerin çocuk yetiştirebilmeleri bir tarafa, daha sonraki yaşantılarında sosyal bunalımlar yaşamaları kaçınılmaz olmaktadır. Günümüzde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hala yaygın şeklide görülen bu tür izdivaçların yol açtığı sorunların bilimsel bir düzlem üzerinden derinlemesine irdelenmesi gerekmektedir. Söz konusu gerekliliği esas alan bu araştırma; Elazığ ve Diyarbakır illerinde tarama yöntemi ile ulaşılan ve istekli olan 50 denek üzerinden derinlemesine mülakat yöntemi ile yürütülmüştür. Araştırma sonucunda değerler atfedilebilecek önemli bulgulara ulaşılmıştır.

Keywords

Abstract

One of the most debated issues in recent years and which keeps the Turkish agenda busy with matters intermittently is the problem of 'child brides'. The basic nuance of this problem, which has become a social phenomenon as a sociological case, is undoubtedly the experiencing victimizations.The fact that girls are forced to marry or get married without reaching the lawful age can create irrecoverable problems in later life. Because child brides who have to bear the responsibility of marriage before they even become conscious of being 'spouse', often find themselves in a psychological tremor. It is possible to say that these women (children) who are struggling with the responsibilities of marriage can experience regrets and psychological problems in their later ages because they can not catch the family bond and sincerity.On one hand, they are growing by trying to deal with these problems. On the other hand, they have to undertake family responsibilities in the age of child and if they can not fulfill their obligations, they can be exposed to severe violence, traumatized lives and frequent social problems while raising their children. The greatest dilemma in this context is, of course, the mother-child relationship and communication. From the sociological point of view and in context of the correlation, the most important thing that attracts attention is; in parallel with the increase in the level of education, the number of child brides is in a decreasing tendency. The low level of education of married people in early ages certainly does not make it possible for them to take responsibility and to raise new healthy generations. Far from being able to raise children, these individuals, who are biologically children, social crises are inevitable in their later life. Today, the problems caused by these kind of marriages, which are still widespread especially in Eastern and Southeastern Anatolia, need to be examined in depth through a scientific plane. This research, which is based on current necessity, were carried out with in-depth interview method on 50 willing subjects from Elazığ and Diyarbakır provinces who were reached by the screening method. As a result of the research, important findings that can be attributed to scientific values have been reached.

Keywords