Devlet, toplumla var olduğu için yaşayan bir kurumdur. Hayatını sürdürebilmek için bir topluma ve düzeni sağlayabilmek için ise kural ve kanunlara ihtiyacı vardır. İnsan, toplum ve devletin olduğu her alanda bir düzen vardır dolayısıyla birtakım çatışmalar da yaşanmaktadır. Zira tarih boyunca insanın bulunduğu her yer çeşitli problemlere gebedir. Toplumun var olduğu her yer ve dönemde düzeni bozan insan veya gruplara rastlanmakta ve bu hareketler genellikle eşkıyalık olarak tanımlanmaktadır. Osmanlı Devleti de kamu düzen ve güvenliğini ihlal eden her türlü hareketi eşkıyalıktan saymaktadır. Konar-göçer hayat sürdüren ve Osmanlı toplumunun tamamlayıcı bir unsuru olan Türkmenler ise hayat tarzları nedeniyle genelde eşkıyalıkla ilişkilendirilmiştir. Osmanlı Devleti’nde eşkıyalık hareketleri XVI. yüzyılda etkisini hissettirmeye başlamış, XVII. yüzyıl ile birlikteyse büyük bir sorun haline dönüşmüştür. Bu çalışma eşkıyalıkla ilişkilendirilen konar-göçer Türkmenlerden, oldukça büyük bir nüfusa sahip olup coğrafi açıdan önemli bir bölgede yaşamını sürdüren Halep Türkmenlerinin, celali isyanları öncesindeki dönemde mühimme defterlerine yansıyan eşkıyalık hareketlerine dair bir inceleme yapmayı amaçlamaktadır.
The state is a living institution since it exists with society. It needs a society to survive as well as rules and laws to maintain order. There is order in every area where there are human beings, society and the state, thus there are also some conflicts. Because throughout the history, every place where human beings have existed has been prone to various problems. In every place and period where there is a society, one can encounter people or groups that disrupt order and these movements are generally defined as banditry. In the Ottoman Empire, any activity that violated public order and security was considered as banditry. Turkmens, who led a nomadic life and an integral part of Ottoman society, were generally associated with banditry due to their lifestyle. In the Ottoman Empire, banditry movements started to make their presence felt in the 16th century and became a major problem in the 17th century. This study aims to examine the banditry activities of Aleppo Turkmens, one of the nomadic Turkmens, who had a large population and lived in a geographically important region, as reflected in the mühimme records/books in the period before the Jalali rebellions.